Tekne Tutması Neden Olur ?

Bahar

New member
Tekne Tutması Neden Olur? Bir Hikâyeyle Anlatmak İstedim…

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle biraz içimi dökmek, biraz da yaşadığım bir olayı paylaşmak istedim. Hepimiz hayatımızda yolculuklara çıkarız; bazen karada, bazen gökyüzünde, bazense denizin ortasında. İşte o denizin ortasında, masmavi dalgaların üzerinde yaşadığım bir hikâyeyi sizlere anlatacağım. Belki sizler de kendi deneyimlerinizi ekler, belki de bu yazı, “tekne tutması” dediğimiz o tatsız durumun ardındaki duyguları ve nedenlerini birlikte çözmemize vesile olur.

---

Bir Yolculuğun Başlangıcı

Geçtiğimiz yaz, bir grup arkadaşla günübirlik bir tekne turuna çıktık. Hava mis gibi, rüzgâr saçlarımızda, dalgaların sesi kulağımızda… Hepimiz heyecanlıydık. Teknede bir yanda kahkahalar, bir yanda fotoğraf çekenler, diğer yanda martılara simit atanlar vardı.

Ama bir süre sonra grubumuzdan biri, Ayşe, yüzünün rengi solmuş şekilde kenara oturdu. Deniz sanki onunla dalga geçiyor, tekne her sallandığında midesi alt üst oluyordu. Yanına oturduğumda bana sadece şunu fısıldadı: “Sanırım tekne tuttu beni.”

---

Çözüm Odaklı Yaklaşım: Erkeklerin Stratejisi

O an grubun erkeklerinden biri olan Cem, hemen kolları sıvadı. Onun gözünde bu bir “problem”di ve çözülmesi gerekiyordu. Önce cebinden nane şekeri çıkardı, “Bunu çiğne, miden rahatlar” dedi. Sonra telefonundan hızlıca “tekne tutmasına ne iyi gelir” diye arattı. Birkaç öneri buldu: ufka bakmak, ağır yiyeceklerden uzak durmak, limon koklamak… Ayşe’ye tek tek anlattı, uygulaması için yol gösterdi.

Cem’in tavrı bana çok tanıdık geldi. Erkekler genellikle sorunları teknik olarak çözmek ister. Onun için mesele duygular değil, somut adımlardı. Ve evet, bazı önerileri gerçekten işe yarıyordu. Ama o anda Ayşe’nin ihtiyacı sadece “çözüm” değildi.

---

Empati ve Yanında Olma: Kadınların Yaklaşımı

O sırada başka bir arkadaşımız, Elif, yanımıza geldi. Ayşe’nin ellerini tuttu, onun gözlerinin içine baktı:

“Biliyorum, çok zor. Ben de ilk tekne yolculuğumda aynı şeyi yaşadım. Hiç bitmeyecek gibi geliyor ama geçecek. Sen yalnız değilsin, buradayım.”

Bu cümle, Ayşe’nin yüzünde hafif bir gülümseme yarattı. Çünkü bazen çözüm, teknik bilgilerden çok duygusal bir destek olabiliyor. Elif’in o empatik yaklaşımı, Ayşe’nin dayanma gücünü artırmıştı.

---

Peki Tekne Tutması Neden Olur?

Hikâyenin biraz da bilimsel kısmına değinmek isterim. “Tekne tutması” aslında bir deniz tutması türüdür. Beynimiz, gözlerimizin gördüğü ile iç kulaktaki denge organının hissettiği arasında bir uyumsuzluk yaşar. Tekne sallandığında, iç kulak hareketi algılar ama gözler sabit bir manzara göremez. İşte bu çelişki, mide bulantısı, baş dönmesi ve halsizlik gibi belirtilere yol açar.

Yani Ayşe’nin yaşadığı şey tamamen doğal, bedensel bir tepkidir. Kimse güçsüzlüğünden değil, bedenin beyinle olan karmaşık iletişiminden kaynaklanır.

---

Herkesin Rolü Ayrı Ayrı Önemli

O gün teknede şunu fark ettim: Erkeklerin çözüm odaklı stratejik yaklaşımı ile kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı aslında birbirini tamamlıyor. Cem olmasa, pratik çözümler devreye girmezdi. Elif olmasa, Ayşe kendini yalnız hissederdi. İkisi bir arada olduğunda, Ayşe hem fiziksel olarak hem de duygusal olarak toparlanabildi.

Belki de hayatın her alanında böyle değil mi? Sorunlar karşısında bazen teknik çözümlere, bazen de duygusal desteğe ihtiyaç duyuyoruz. Ve en güzeli, bu ikisini aynı anda bulabilmek.

---

Denizden Çıkarılan Ders

Ayşe yolculuğun sonunda kendini toparlamıştı. Martılar hâlâ uçuyor, dalgalar hâlâ şarkısını söylüyordu ama o artık gülümseyebiliyordu. Tekneden inerken bana şunu söyledi:

“Biliyor musun, midem bulansa da kalbim hiç yalnız hissetmedi.”

Bu söz bana çok dokundu. Çünkü aslında mesele sadece deniz değil, mesele hayatın ta kendisiydi. Hepimiz zaman zaman sallanan teknelere biniyoruz. Kimimiz bulantı yaşıyoruz, kimimiz dimdik ayakta duruyoruz. Ama yanımızda biri çözüm arıyorsa, biri de elimizi tutuyorsa, işte o zaman yolculuk daha katlanılır oluyor.

---

Siz Ne Yaşadınız?

Benim yaşadığım bu küçük hikâye, “tekne tutması neden olur” sorusunun hem bilimsel hem de duygusal cevabını verdi. Ama şimdi merak ediyorum: Siz hiç tekne tutmasına yakalandınız mı? Bu durumda yanınızdaki insanlar size nasıl davrandı? Çözüm mü aradılar, yoksa sadece yanınızda mı oldular?

Yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum. Çünkü biliyorum ki her hikâye, başkasına umut ya da yol gösterici bir ışık olabilir.

---

Sonuç Olarak…

Tekne tutması sadece bedenimizin bir oyunu değil, aynı zamanda dayanışmanın, empatiyle çözümün ve dostluğun da bir sınavı. Dalgaların ortasında öğrendiğim en önemli şey, insanın en çok yanındakilerin yaklaşımıyla güç bulduğuydu.

Şimdi sözü size bırakıyorum, forumdaşlar. Sizin de içinizde biriken deniz hikâyeleriniz vardır, eminim. Paylaşın ki bu yolculuk, hepimizin yolculuğu olsun.