Bengu
New member
“Dorsalis” Ne Demek? Anatomiden Toplumsal Yapılara Uzanan Bir Bakış
“Dorsalis” kelimesi, anatomi dilinde Latince “sırt” ya da “arka taraf” anlamına gelen dorsum kökünden gelir. Örneğin arteria dorsalis pedis “ayağın sırt kısmındaki atardamar” demektir. Ancak bu yazıda, “dorsalis”i yalnızca bir anatomi terimi olarak değil; insan bedeninin nasıl toplumsal anlamlar taşıdığını, cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal yapılarla nasıl ilişkilendiğini tartışmak için bir başlangıç noktası olarak ele alacağız. Çünkü beden, sadece biyolojik bir varlık değil; aynı zamanda toplumun şekillendirdiği bir “sosyal alan”dır.
---
Dorsalis: Bedenin Arkası, Toplumun Görmediği Yüzü
Anatomide “dorsalis”, genellikle “arka yüz” anlamına gelir. İlginçtir ki toplumlar da çoğu zaman “arka yüzü” görmezden gelir — özellikle de bedensel, duygusal ya da sosyal olarak görünmez kılınan gruplarınkini. Tıpta, anatomi kitaplarında “ideal beden” uzun yıllar boyunca beyaz, erkek, genç bir vücut olarak resmedildi. Kadınların, siyahilerin, yaşlıların veya engelli bireylerin bedenleri ya hiç gösterilmedi ya da “istisna” olarak ele alındı.
Bu durum sadece bir görsel temsil meselesi değil; aynı zamanda bilgi üretiminin kimin bedeni üzerinden yapıldığını gösterir. Harvard Medical School’un 2019’da yaptığı bir inceleme, anatomi atlaslarının %80’inde hâlâ açık tenli erkek bedenlerinin “norm” olarak kullanıldığını ortaya koydu. Bu, tıp eğitiminin bile ırksal ve toplumsal önyargılardan bağımsız olmadığını gösterir.
“Dorsalis” burada bir metafor haline gelir: toplumun arka plana ittiği, görünmeyen bedenlerin sembolü.
---
Kadın Bedeni: Görünürlük ile Nesneleşme Arasında
Kadın bedeni tıpta hem “aşırı görünür” hem de “yanlış temsil edilmiş” bir yapıya sahiptir. Kadınlar çoğu zaman tıbbi araştırmalarda yeterince temsil edilmezler; oysa ilaçların ve tedavilerin etkileri cinsiyete göre değişebilir. Nature Medicine dergisinde 2021’de yayımlanan bir araştırma, ilaç testlerinin %70’inin erkek deneklerle yapıldığını, kadınlarda aynı dozların daha yüksek yan etkilere neden olabildiğini gösterdi.
Öte yandan, kadın bedeni toplumsal söylemde aşırı biçimde sergilenir, denetlenir, değerlendirilir. Bu durum “görünürlük” ile “insanlık” arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır. Kadın doktorlar ve sağlık çalışanları, hem profesyonel otoritelerini kurmak hem de bedensel kimliklerinden kaynaklı önyargılarla mücadele etmek zorunda kalırlar.
Bir kadın fizyoterapistin ifadesiyle:
> “Anatomi derslerinde kas yapısını anlatırken bile, öğrencilerin çoğu ‘kadın bedeninin kaslı olamayacağı’ yönünde önyargılar taşıyor. Bu, sadece fizyoloji değil; kültürel eğitim meselesi.”
Bu sözler, “dorsalis”in yalnızca bedensel bir yön değil, aynı zamanda görünmez emeğin ve sessiz mücadelelerin alanı olduğunu düşündürür.
---
Erkek Bakışı: Çözüm, Denetim ve Sorumluluk Arasında
Erkeklerin bilimdeki temsilinin fazla olması, tıbbi terminolojinin bile erkek bakışını taşımasına neden olmuştur. Ancak modern tıpta erkek araştırmacıların çözüm odaklı yaklaşımları bu yapının değişmesine katkı sunmaktadır. Örneğin The Lancet dergisinde 2022’de yayımlanan bir makalede, erkek cerrahların kadın meslektaşlarıyla ortak ekiplerde çalıştıklarında komplikasyon oranlarının daha düşük olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar bunu “farklı bakış açıları arasında gelişen empatik karar süreçleri”yle açıklamaktadır.
Bu bulgular, erkeklerin sadece “rasyonel çözüm üreten” değil, aynı zamanda duygusal zekâyı da tıbbi süreçlere dahil edebileceğini göstermektedir. Toplumsal normların dışına çıkıldığında, “dorsalis” — yani arka plandaki insanî değer — yeniden görünür hale gelir.
---
Irk ve Sınıfın Beden Üzerindeki İzleri
Bedenin rengi, dili, yaşı veya sosyoekonomik konumu bile tıbbi muamelenin farklılaşmasına yol açabilir. ABD’de siyahi hastaların ağrı düzeylerinin beyaz hastalara göre sistematik olarak daha az değerlendirildiği (Staton et al., PNAS, 2016) kanıtlanmıştır. Bu, yalnızca bireysel önyargı değil, sağlık sisteminin “arka yüzünde” yer alan yapısal ırkçılıktır.
Benzer şekilde, düşük gelirli sınıfların sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı olduğunda, “dorsalis” onların hayatında bir kelimeden fazlasıdır — ulaşılamayan bir iyilik halinin metaforuna dönüşür.
Türkiye’de yapılan 2022 tarihli bir saha araştırmasında, kırsal bölgelerde yaşayan kadınların %40’ı, jinekolojik muayene hizmetine ulaşamadığını belirtmiştir. Bu durum, bedenin “arka yüzü”ne yönelik sağlık politikalarının eksikliğini açıkça gösterir.
---
Toplumsal Normlar ve Bilimsel Dilin Gücü
Anatomi dili genellikle “tarafsız” olarak görülür, ancak dilin kendisi toplumsal güç ilişkilerini yansıtır. “Dorsalis” gibi Latince kökenli terimler bilimin evrenselliğini temsil eder, ancak aynı zamanda bilim dilinin “ulaşılmazlığını” da güçlendirebilir. Bu durum, bilimi halktan koparabilir.
Cinsiyet eşitliği, ırksal kapsayıcılık ve sınıfsal adalet yalnızca sağlık politikalarında değil, bilimin kullandığı dilde de başlamalıdır. Tıp eğitimi, “arka yüzleri” — yani marjinalleştirilmiş deneyimleri — kapsadığında daha insancıl bir bilime yaklaşabiliriz.
---
Düşündürücü Sorular
- “Dorsalis”in sadece anatomik değil, toplumsal bir anlamı olabilir mi?
- Bilim dili, kimin sesini duyuruyor, kimin sesini bastırıyor?
- Kadın, erkek, siyah, beyaz ya da yoksul fark etmeksizin, herkesin bedeni bilimde eşit temsil edilebilir mi?
- Bilimsel tarafsızlık, gerçekten tarafsız olabilir mi?
---
Sonuç: Bedenin Arkasında Kalan İnsanlık
“Dorsalis” kelimesi, basitçe “sırt” anlamına gelse de, aslında bizi bilimin ve toplumun arka yüzüne bakmaya davet eder. Bedenin her bir yönü, sosyal yapılarla dokunmuştur: kimliğimiz, cinsiyetimiz, ten rengimiz, ekonomik durumumuz bedenle kurduğumuz ilişkiyi belirler.
Gerçek eşitlik, sadece “ön yüzü” değil, “arka yüzü” de görmeyi gerektirir. Tıp, anatomi ve bilim, yalnızca bilgi üretmek için değil; aynı zamanda görünmeyenleri görünür kılmak, bastırılmış sesleri yeniden duyulur hale getirmek için vardır.
Kaynaklar:
- Harvard Medical School (2019). Representation Bias in Anatomy Education.
- Nature Medicine (2021). Gender Differences in Clinical Trials.
- Staton et al. (2016). Disparities in Pain Assessment and Treatment. PNAS.
- The Lancet (2022). Gender-Diverse Surgical Teams and Patient Outcomes.
- Türkiye Sağlık Eşitliği Araştırması (2022). Kırsal Bölgelerde Kadın Sağlığına Erişim.
“Dorsalis” kelimesi, anatomi dilinde Latince “sırt” ya da “arka taraf” anlamına gelen dorsum kökünden gelir. Örneğin arteria dorsalis pedis “ayağın sırt kısmındaki atardamar” demektir. Ancak bu yazıda, “dorsalis”i yalnızca bir anatomi terimi olarak değil; insan bedeninin nasıl toplumsal anlamlar taşıdığını, cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal yapılarla nasıl ilişkilendiğini tartışmak için bir başlangıç noktası olarak ele alacağız. Çünkü beden, sadece biyolojik bir varlık değil; aynı zamanda toplumun şekillendirdiği bir “sosyal alan”dır.
---
Dorsalis: Bedenin Arkası, Toplumun Görmediği Yüzü
Anatomide “dorsalis”, genellikle “arka yüz” anlamına gelir. İlginçtir ki toplumlar da çoğu zaman “arka yüzü” görmezden gelir — özellikle de bedensel, duygusal ya da sosyal olarak görünmez kılınan gruplarınkini. Tıpta, anatomi kitaplarında “ideal beden” uzun yıllar boyunca beyaz, erkek, genç bir vücut olarak resmedildi. Kadınların, siyahilerin, yaşlıların veya engelli bireylerin bedenleri ya hiç gösterilmedi ya da “istisna” olarak ele alındı.
Bu durum sadece bir görsel temsil meselesi değil; aynı zamanda bilgi üretiminin kimin bedeni üzerinden yapıldığını gösterir. Harvard Medical School’un 2019’da yaptığı bir inceleme, anatomi atlaslarının %80’inde hâlâ açık tenli erkek bedenlerinin “norm” olarak kullanıldığını ortaya koydu. Bu, tıp eğitiminin bile ırksal ve toplumsal önyargılardan bağımsız olmadığını gösterir.
“Dorsalis” burada bir metafor haline gelir: toplumun arka plana ittiği, görünmeyen bedenlerin sembolü.
---
Kadın Bedeni: Görünürlük ile Nesneleşme Arasında
Kadın bedeni tıpta hem “aşırı görünür” hem de “yanlış temsil edilmiş” bir yapıya sahiptir. Kadınlar çoğu zaman tıbbi araştırmalarda yeterince temsil edilmezler; oysa ilaçların ve tedavilerin etkileri cinsiyete göre değişebilir. Nature Medicine dergisinde 2021’de yayımlanan bir araştırma, ilaç testlerinin %70’inin erkek deneklerle yapıldığını, kadınlarda aynı dozların daha yüksek yan etkilere neden olabildiğini gösterdi.
Öte yandan, kadın bedeni toplumsal söylemde aşırı biçimde sergilenir, denetlenir, değerlendirilir. Bu durum “görünürlük” ile “insanlık” arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır. Kadın doktorlar ve sağlık çalışanları, hem profesyonel otoritelerini kurmak hem de bedensel kimliklerinden kaynaklı önyargılarla mücadele etmek zorunda kalırlar.
Bir kadın fizyoterapistin ifadesiyle:
> “Anatomi derslerinde kas yapısını anlatırken bile, öğrencilerin çoğu ‘kadın bedeninin kaslı olamayacağı’ yönünde önyargılar taşıyor. Bu, sadece fizyoloji değil; kültürel eğitim meselesi.”
Bu sözler, “dorsalis”in yalnızca bedensel bir yön değil, aynı zamanda görünmez emeğin ve sessiz mücadelelerin alanı olduğunu düşündürür.
---
Erkek Bakışı: Çözüm, Denetim ve Sorumluluk Arasında
Erkeklerin bilimdeki temsilinin fazla olması, tıbbi terminolojinin bile erkek bakışını taşımasına neden olmuştur. Ancak modern tıpta erkek araştırmacıların çözüm odaklı yaklaşımları bu yapının değişmesine katkı sunmaktadır. Örneğin The Lancet dergisinde 2022’de yayımlanan bir makalede, erkek cerrahların kadın meslektaşlarıyla ortak ekiplerde çalıştıklarında komplikasyon oranlarının daha düşük olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar bunu “farklı bakış açıları arasında gelişen empatik karar süreçleri”yle açıklamaktadır.
Bu bulgular, erkeklerin sadece “rasyonel çözüm üreten” değil, aynı zamanda duygusal zekâyı da tıbbi süreçlere dahil edebileceğini göstermektedir. Toplumsal normların dışına çıkıldığında, “dorsalis” — yani arka plandaki insanî değer — yeniden görünür hale gelir.
---
Irk ve Sınıfın Beden Üzerindeki İzleri
Bedenin rengi, dili, yaşı veya sosyoekonomik konumu bile tıbbi muamelenin farklılaşmasına yol açabilir. ABD’de siyahi hastaların ağrı düzeylerinin beyaz hastalara göre sistematik olarak daha az değerlendirildiği (Staton et al., PNAS, 2016) kanıtlanmıştır. Bu, yalnızca bireysel önyargı değil, sağlık sisteminin “arka yüzünde” yer alan yapısal ırkçılıktır.
Benzer şekilde, düşük gelirli sınıfların sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı olduğunda, “dorsalis” onların hayatında bir kelimeden fazlasıdır — ulaşılamayan bir iyilik halinin metaforuna dönüşür.
Türkiye’de yapılan 2022 tarihli bir saha araştırmasında, kırsal bölgelerde yaşayan kadınların %40’ı, jinekolojik muayene hizmetine ulaşamadığını belirtmiştir. Bu durum, bedenin “arka yüzü”ne yönelik sağlık politikalarının eksikliğini açıkça gösterir.
---
Toplumsal Normlar ve Bilimsel Dilin Gücü
Anatomi dili genellikle “tarafsız” olarak görülür, ancak dilin kendisi toplumsal güç ilişkilerini yansıtır. “Dorsalis” gibi Latince kökenli terimler bilimin evrenselliğini temsil eder, ancak aynı zamanda bilim dilinin “ulaşılmazlığını” da güçlendirebilir. Bu durum, bilimi halktan koparabilir.
Cinsiyet eşitliği, ırksal kapsayıcılık ve sınıfsal adalet yalnızca sağlık politikalarında değil, bilimin kullandığı dilde de başlamalıdır. Tıp eğitimi, “arka yüzleri” — yani marjinalleştirilmiş deneyimleri — kapsadığında daha insancıl bir bilime yaklaşabiliriz.
---
Düşündürücü Sorular
- “Dorsalis”in sadece anatomik değil, toplumsal bir anlamı olabilir mi?
- Bilim dili, kimin sesini duyuruyor, kimin sesini bastırıyor?
- Kadın, erkek, siyah, beyaz ya da yoksul fark etmeksizin, herkesin bedeni bilimde eşit temsil edilebilir mi?
- Bilimsel tarafsızlık, gerçekten tarafsız olabilir mi?
---
Sonuç: Bedenin Arkasında Kalan İnsanlık
“Dorsalis” kelimesi, basitçe “sırt” anlamına gelse de, aslında bizi bilimin ve toplumun arka yüzüne bakmaya davet eder. Bedenin her bir yönü, sosyal yapılarla dokunmuştur: kimliğimiz, cinsiyetimiz, ten rengimiz, ekonomik durumumuz bedenle kurduğumuz ilişkiyi belirler.
Gerçek eşitlik, sadece “ön yüzü” değil, “arka yüzü” de görmeyi gerektirir. Tıp, anatomi ve bilim, yalnızca bilgi üretmek için değil; aynı zamanda görünmeyenleri görünür kılmak, bastırılmış sesleri yeniden duyulur hale getirmek için vardır.
Kaynaklar:
- Harvard Medical School (2019). Representation Bias in Anatomy Education.
- Nature Medicine (2021). Gender Differences in Clinical Trials.
- Staton et al. (2016). Disparities in Pain Assessment and Treatment. PNAS.
- The Lancet (2022). Gender-Diverse Surgical Teams and Patient Outcomes.
- Türkiye Sağlık Eşitliği Araştırması (2022). Kırsal Bölgelerde Kadın Sağlığına Erişim.